|
Tweet |
Bülbül, iki gün önce kendisini arayan depremzede bir annenin sözlerini şöyle aktardı:
“Üç çocuğunu depremde kaybetmiş bir anne, firar eden kişilerin bir AKP milletvekilinin damadının evinde yakalandığını söyledi ve ‘Adalet istiyorum’ diye haykırdı.”
Benzer bir başvurunun da dün geldiğini belirten Bülbül, “Maraş Depremi’nde oğlunu kaybeden bir ailenin avukat evladı da aynı cümleyi kurdu: Adalet istiyoruz” dedi.
“BU PAKETTE ADALET YOK, EŞİTLİK YOK”
Süleyman Bülbül, düzenlemenin tamamen adaletsiz bir çerçeve sunduğunu belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:
Onlarca gazetecinin davası örgüt kapsamına alınarak paketin dışında bırakılıyor.
Halkın haber alma hakkını güvence altına alan tek bir madde yok.
Basın özgürlüğü önündeki duvarlara dair hiçbir iyileştirme yok.
Örgütlenme özgürlüğüne dair hiçbir düzenleme yok.
İnsan onuruna uygun bir infaz sistemi yok.
Gizli tanıkla adil yargılanma hakkını ortadan kaldıran uygulamalara yönelik bir reform yok.
Etkin pişmanlık sistemi iftiracılığa dönüşmüş durumda; buna ilişkin de bir düzenleme yok.
Savunma hakkıyla ilgili hiçbir iyileştirme yok.
KHK mağduriyetlerini gideren tek bir cümle yok.
Devletin inançlar karşısında tarafsızlığını güvence altına alan bir düzenleme ise hiç yok.
“DEMOKRASİYE KATKISI YOK”
Bülbül, paketin Türkiye’de demokrasiye, özgürlüklere ve adil yargılanma hakkına hiçbir katkı sağlamadığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sonuç açık: Bu yargı paketlerinin Türkiye’de demokrasiye ve özgürlüklere en ufak katkısı yoktur. Anayasa’ya aykırı bu paketin derhal geri çekilmesini talep ediyorum.”