|
Tweet |
KİTLELERİN ACILARI VE GERÇEK BARIŞ
“Binlerce, on binlerce çocuk katlediliyor; birkaç cümleyle savaşı durdurmak mümkünse durdurulmalıdır” diyen Karakurt, var olan müzakerelerin Gazze halkının kitlesel göçünü öngörmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. “Gazze’yi yerinden etip başka yerlere ikame etmek, orayı turizm projesi haline getirmek barış değildir” ifadesini kullandı. Karakurt, kalıcı barışın temelinin Gazze halkının onurunu ve toprak bütünlüğünü gözeten çözümler olduğunu vurguladı.
TÜRKİYE’NİN ROLÜ VE BÖLGESEL SORUMLULUK
Karakurt, Batı aktörlerinin bölgedeki uygulamalarına eleştirel yaklaşarak, Gazze ve Doğu Akdeniz’de dış müdahalelerin bölgesel istikrarı zedelediğini belirtti. “Akdeniz’deki enerji ve toprak hareketlilikleri, bölge halklarının katılımıyla ve paydaşlık temelinde çözülmeli” dedi. Ayrıca Karakurt, barış sağlanırken olası güç dengelerinin ve dış üsleşmelerin dikkatle izlenmesi gerektiğini; aksi takdirde bölgenin uzun vadeli güvenliğinin tehlikeye gireceğini söyledi.
ULUSAL GÜVENLİK VE HAZIRLIK MESAJI
Karakurt, konuşmasında Türkiye’nin stratejik konumuna işaret ederek Kıbrıs ve Doğu Akdeniz meselelerinin ülke güvenliği açısından hayati önem taşıdığını vurguladı: “Kıbrıs, Türkiye’nin savunması açısından kritik bir noktadır. Bölgedeki dış yerleşimler ve üsleşme eğilimleri yakından izlenmeli.” Ayrıca Karakurt, Türkiye’nin savunma ve diplomasi kapasitesinin birlikte güçlendirilmesi gerektiğini; güçlü ordu ile barışçı dış politika arasındaki dengenin korunmasının önemine değindi.
BARIŞ İÇİN ADİL, İNSANİ VE SOMUT PLANLAR
Karakurt, son olarak şunları söyledi: “Eğer bugün ‘barış’ olarak sunulan paketler Gazze halkının yerinden edilmesini, çocukların yaşam alanlarının ellerinden alınmasını öngörüyorsa bu bizim kabul edebileceğimiz bir barış biçimi değildir. Barış; adalet, insani dönüş ve yerinde çözüm esasına dayanmalıdır. Türkiye olarak mazlumun yanında yer alacağız; bölgesel barış için Hakikat odaklı diplomasi ve paylaşımcı ekonomik modeller teklif edeceğiz.”