![]() |
Tweet |
“Köy, bir çocuk için dünyadır”
Bozgeyik’in kaleminden dökülen satırlar, bir köy çocuğunun gözünden öğretmenin ne denli dönüştürücü bir figür olduğunu hatırlatıyor:
“Bir gün bir göktaşı gibi bizim köyümüze düştü Oğuz Öğretmen. O küçük ‘köy dünyasını’, bir çocuğun zihninde parçalayıp yeni ufuklar açanlardan biri oldu.”
“Sorgula, araştır, değiş!”
Henüz 10 yaşındayken duyduğu “Diyalektik öğrenmelisin” cümlesiyle başlayan sorgulayıcı bakış açısının, hayatı boyunca yolunu çizdiğini belirten Bozgeyik, öğretmeninin şu cümlelerini aktarıyor:
“Dünyayı sorgula, araştır, bil, bul… Hayat sürekli hareket eder, durmadan yenilenir. Bu devinimin içinde yenilmemek için örgütlenmek gerekir.”
Herakleitos’tan Nazım’a, Sokrates’e uzanan bir bilinç çizgisi
Yazıda antik düşünür Herakleitos’un “Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz” sözüyle başlayan felsefi sorgulama, Nazım Hikmet’in dizeleriyle birleşiyor:
“Heraklit! Heraklit! Akar suya kabil mi vurmak kilit?”
Bozgeyik, bugünkü dünyayı da unutmuyor.
WhatsApp’ı, Facebook’u, X hesaplarını hiç görmeyen bir öğretmenin bile “bu devranın durmayacağını” sezdiğini, bugünkü büyük resme ışık tuttuğunu ifade ediyor.
“Hayatlar üzerinden hesap yapılıyor”
Sadece bireysel değil, siyasal ve küresel bir perspektifle yazısını sürdüren Bozgeyik; Tahran’dan Tel Aviv’e, Halep’ten Bağdat’a kadar yaşanan trajedilerin arkasındaki güç dengelerine dikkat çekiyor:
“Bazen evimizin salonunda otururken başımıza füze düşüyor, ölüyoruz. Çünkü dünyanın efendileri böyle istiyor.”
Ve final, Sokrates ile:
Yazının sonunda Bozgeyik, tüm sorgulamanın özünü sade ama sarsıcı bir sözle bağlıyor:
“Sorgulanmamış hayat, yaşamaya değmez.”
Yazının tamamı için:
https://siyasethaber.com.tr/yazarlar/karaca-bozgeyik/bu-anlatilan-senin-hik-yendir/21/