Hakan Yazıcı, açıklamasında Türkiye’nin dört bir yanındaki milyonlarca emeklinin derin bir sessizlik içinde yaşam mücadelesi verdiğini vurguladı:
“Emekli olmak, hayatın yavaşladığı bir dönem değil; birçok vatandaşımız için ikinci bir ekonomik krizle karşı karşıya kalmak anlamına geliyor. Ay sonunu getiremeyen, pazara çıkamayan, hastane kuyruklarında bekleyen milyonlarca insan var. Bu tablo, sadece ekonomi değil, vicdan sorunudur.”

“Resmî İyileştirme Yok, Gerçek Yoksulluk Derinleşiyor”

Anahtar Parti'nin sosyal politikalar konusundaki ilkelerine atıfta bulunan Yazıcı, TÜİK verilerine dayalı maaş artışlarının sahadaki gerçeklerle örtüşmediğine dikkat çekti. Yazıcı, “Gıda, kira ve enerji giderleri karşısında eriyen maaşlar, sadece emeklilerin değil, aynı zamanda toplumsal istikrarın da geleceğini tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.

“Anahtar Parti, Emekliliği Onurlu Yaşamın Temeli Olarak Görür”

Yazıcı, Anahtar (A) Parti’nin emeklilere yönelik vizyonunu şu sözlerle özetledi:
“Biz, emekliliği bir zorunlu geri çekiliş değil; birikimiyle topluma değer katan bir yaşam dönemi olarak görüyoruz. Anahtar Parti olarak, adil gelir dağılımı, emeklilere yönelik üretim odaklı sosyal katılım modelleri ve sosyal güvenlik sisteminin şeffaflaştırılmasını savunuyoruz. Emeklinin hakkı, sadaka değil; sosyal adalet içinde tanımlanmalıdır.”

“Bugün Kutlama Değil, Sessizliğin Duyulma Günüdür”

Hakan Yazıcı, Emekliler Günü’nün yalnızca bir takvim günü değil, aynı zamanda toplumsal sorumluluk bilincini hatırlatan bir dönemeç olduğunu belirterek açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Emeklilerimizin bugün yaşadığı tablo, sadece bireysel değil; sistemsel bir ihmalkârlığın sonucudur. 30 Haziran, sessizliğe terk edilen milyonlarca insanın sesi olmalıdır. Anahtar Parti olarak bu sesi duyuyor, dayanışmayı ve değişimi savunuyoruz. Tüm emekli yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyoruz.”