![]() |
Tweet |
“Mardin’de Emekli, Bayram Sofrasına Bile Yetişemiyor”
Hacı İlhan, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki şehirlerde emeklilerin çok daha zorlayıcı koşullarla mücadele ettiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
“Mardin gibi tarım ve esnaflıkla ayakta duran bir şehirde emekli vatandaşlarımız ya küçük tarlasına tutunuyor ya da çocuklarının desteğine muhtaç hâle geliyor. 4.000 TL’lik ikramiye bir ayın ilaç, elektrik ve ekmek masrafına dahi yetmezken, hükümet bu miktarı bayram hediyesi gibi sunuyor.”
İlhan, ekonomik istikrarın bozulduğu bir ülkede, artış olarak sunulan her rakamın halkın alım gücüyle çeliştiğine dikkat çekti:
“2018’de 1.000 TL olan ikramiyeyle küçükbaş kurban alınabiliyordu. Bugün 4.000 TL verilse de, en mütevazı kurbanlık 12-13 bin TL. Hükümet kurban bayramının sembolünü, kurban ibadetini dahi imkânsız hâle getirmiş durumda. Halk artık kutsal günlerinde dahi yoksullukla baş başa bırakılıyor.”
“Emeklilik Dinlenme Hakkıydı, Bugün Yoksulluğun Yeni Tanımı Oldu”
Saadet Partisi Mardin İl Başkanı, emekliliğin bir sosyal güvence değil, ağır ekonomik yük anlamına geldiği bir düzene geçildiğini belirtti:
“Yıllarca devlete hizmet etmiş vatandaşlarımız, şimdi pazarda fiyat etiketlerine mahkûm yaşıyor. Emeklilik, ikinci iş aramak, borçla yaşamak ya da sessizce yoksullaşmak anlamına geliyor. Sosyal devlet anlayışı tamamen terk edilmiş durumda.”
İlhan, hükümetin halktan kopuk, yapay başarı hikâyeleriyle toplumu oyalamaya çalıştığını ancak toplumun artık bu söylemleri gerçekçi bulmadığını ifade etti:
“Hükümetin gündeminde faiz oranları, makro dengeler ve küresel ekonomi var. Ama Mardin’de bir annenin gündemi çocuğuna bayramlık alamamak. Bir emeklinin gündemi, ikramiye ile fatura mı ödeyecek, yoksa borcunu mu kapatacak ikilemidir. Bu çelişkiyi artık kimse gizleyemez.”
“Saadet Partisi, Geçim Krizine Teslim Olmayacak Tek Duruştur”
Açıklamasının sonunda Saadet Partisi'nin yaklaşımını vurgulayan Hacı İlhan, şu ifadeleri kullandı:
“Biz Saadet Partisi olarak, yalnızca bayramlarda değil; her gün adil bir düzenin inşa edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Emeklinin insanca yaşadığı, sofraların bereketlendiği, halkın devletine güvenle baktığı bir Türkiye mümkündür. Bu ülkenin kaynakları var, ama adaleti yok. Biz o adaleti tesis etmek için buradayız.”