“30 YIL SONRA GELEN MÜDAHALE HUKUKİ DEĞİL, SİYASİ”

Tümenci, İmamoğlu’nun 30 yıl önce aldığı diplomanın iptal edilmesini ve hemen ardından gözaltına alınmasını eleştirerek, bunun hukukla değil, siyasi hesaplarla açıklanabileceğini ifade etti. Üniversite yönetimine ve adli mercilere seslenen Tümenci, “Üniversiteler bu kararı şimdi mi hatırladı? Çağrıldığında gidecek bir belediye başkanını sahur vakti neden gözaltına alıyorsunuz?” ifadelerini kullandı. Bu tarz uygulamaların kamu vicdanını derinden yaraladığını ve geçmişte yaşanan karanlık dönemleri yeniden hatırlattığını belirtti.

“HALKIN İRADESİNE MÜDAHALE, DEMOKRASİNİN RUHUNU ZEDELER”

Cebrail Tümenci, yaşananların halkın iradesine açık bir müdahale olduğunu belirterek, iktidarın siyaset mühendisliği yoluyla muhalefeti bertaraf etmeye çalıştığını savundu. “Demokrasiye güvenmeyenler, halktan destek alamayacaklarını anlayınca rakiplerini hukuk yoluyla etkisizleştirme yoluna gidiyor. Ama bu bir bumerangdır; döner, sahibini vurur” dedi. Tümenci, hukukun siyasallaşmasının yalnızca muhalefete değil, ülkenin tümüne zarar vereceğini ifade etti.

“GÖZALTILARLA BAŞLAYAN GÜNLER ÜLKEYE ZARAR VERİYOR”

Türkiye’de her sabah yeni bir gözaltı haberiyle uyanmanın sıradanlaşmasının normal bir hukuk düzeniyle bağdaşmadığını belirten Tümenci, bu yaklaşımın Türkiye’ye hiçbir şey kazandırmayacağını vurguladı. “30 yıl önce bu halk, haksız gözaltılara karşı olduğu için sandıkta bir duruş sergiledi. Bugün aynı uygulamaların tekrar ettiğini görmek, milletin demokrasiye olan inancını zedeliyor” diye konuştu.

“GAZZE İÇİN KINAMAK YETMEZ, SOMUT ADIMLAR ATILMALI”

Konuşmasının devamında dış politikadaki gelişmelere de değinen Cebrail Tümenci, Filistin’de süregelen İsrail zulmüne karşı İslam dünyasının sessizliğini eleştirdi. Gazze’deki dramın sadece açıklamalarla değil, somut adımlarla sonlandırılabileceğini ifade eden Tümenci, diplomatik baskının ve ekonomik yaptırımların gündeme alınması gerektiğini söyledi. İsrail’le olan tüm diplomatik, siyasi ve ticari ilişkilerin kesilmesi gerektiğini vurgulayan Tümenci, Türkiye’nin de bu yönde kararlı adımlar atması gerektiğini belirtti. Ayrıca TBMM’nin bölgede inceleme yapacak bir heyet oluşturmasını, insani yardım kampanyalarının büyütülmesini ve uluslararası düzeyde soykırım davalarının takip edilmesini önerdi.

“ADALET İÇERİDE, VİCDANLI DİPLOMASİ DIŞARIDA ŞART”

Tümenci, Türkiye’nin içeride adaleti, dışarıda ise vicdanlı ve kararlı bir diplomatik çizgiyi benimsemesi gerektiğini söyledi. “İktidar, halkın yaşadığı gerçekleri görmezden geliyor; dış politikada ise zalime karşı sessiz kalıyor. Ülkemizin artık daha özgürlükçü politikaların konuşulduğu, hukukun üstünlüğünün esas alındığı bir döneme geçmesi gerekiyor. Umudumuz, önümüzdeki günlerin daha demokratik ve adaletli bir Türkiye’nin inşa edildiği günler olmasıdır” dedi.