Bugüne kadar yaptığı ziyaretlerle, kulüplerle kurduğu doğrudan temaslarla, ulusal ve uluslararası vizyon belgeleriyle gösterdiği irade; onu sıradan bir yöneticiden ayırıyor. Ayaz’ın verdiği mesaj net: "Türk sporunun yıllardır ötelenen sorunlarını çözmeye, yapısal reformları hayata geçirmeye ve bu ülkenin gençliğine hak ettiği sportif geleceği kurmaya kararlıyız."

Ayaz, yalnızca futbol üzerinden değil; amatör branşlardan engelli sporlarına, kadın sporundan üniversite liglerine kadar geniş bir perspektifle hareket ediyor. Kurumsallaşma, şeffaflık, liyakat ve uluslararası rekabet gücü onun temel ilkeleri arasında yer alıyor.

Bugün Türk sporunun en büyük ihtiyacı; laf değil vizyon, polemik değil plan, vitrin değil üretimdir. Bekir Ayaz bu değişimi temsil ediyor. “Türk sporunu yeniden inşa edeceğiz. Yöneten değil, dönüştüren olacağız” diyerek ortaya koyduğu iddia; sadece bir seçim vaadi değil, bir gelecek manifestosudur.

Bekir Ayaz artık yalnızca bir isim değil, bir iradedir.
Ve o irade şimdi Türk sporunu yönetmeye talip.