“Spor, artık yalnızca bir rekabet alanı değil; barışın, diplomasinin ve kültürel etkileşimin anahtar gücüdür” diyen Ayaz, dünyanın birçok ülkesinde sporun devlet politikalarının merkezine yerleştirildiğine dikkat çekerek Türkiye’nin bu alanda daha iddialı bir konuma taşınması gerektiğini belirtti.

Ayaz açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Diplomatik temaslar, kültürel değişim programları, kardeş kulüp projeleri ve uluslararası turnuvalar gibi faaliyetlerle hem gençliğe ulaşıyor hem de ülkemizin yumuşak gücünü artırıyoruz. Ancak bu çabaların sürdürülebilir ve etkili olabilmesi için devlet içinde kurumsal bir muhatap şarttır. Bu birim, spor yoluyla yürütülen diplomatik girişimleri koordine eden, yöneten ve temsil eden merkez olmalıdır.”

Spor diplomasisinin liderlik, şiddetsizlik, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kültürel anlayış gibi evrensel değerleri desteklediğini vurgulayan Ayaz, bu yapının yalnızca sportif değil; aynı zamanda toplumsal ve diplomatik bir görev üstleneceğini dile getirdi.

“Türkiye’nin genç nüfusu, dinamik spor altyapısı ve uluslararası vizyonu bu adımı atmak için yeterlidir. Artık bireysel gayretlerle değil, kurumsal iradeyle yol almalıyız” diyen Ayaz, bu çağrının sporla dünyaya söyleyecek sözü olan bir Türkiye vizyonunun parçası olduğunu belirtti.