“FİKİR SÖYLEYEN HERKES SIRAYLA SUSTURULUYOR”

Aydoğmuş, son yıllarda sadece Ümit Özdağ’ın değil, farklı siyasi görüşlerden siyasetçilerin, gerçeği yazan gazetecilerin ve hakkını arayan öğrencilerin birer birer cezaevlerine gönderildiğine dikkat çekti. “Neden? Çünkü konuştular, yazdılar, itiraz ettiler” diyen Aydoğmuş, fikir beyan etmenin suç haline geldiği bir düzende adaletten söz edilemeyeceğini belirtti.

“TUTUKLULUK CEZALANDIRMA ARACI DEĞİLDİR”

“Tutuklama, yargının elindeki bir cezalandırma aracı değil; istisnai bir güvenlik önlemidir. Suçun ve delilin olmadığı yerde tutukluluk, hukuki değil, siyasi bir zulümdür” diyen Ömer Aydoğmuş, adaletin temel ilkelerinin her geçen gün aşındırıldığını ifade etti.

“HERKES İÇİN ADALET, HERKES İÇİN HUKUK!”

“Bugün bir siyasetçi, yarın bir gazeteci, ertesi gün bir üniversite öğrencisi… Herkes sırayla susturuluyor” sözleriyle yaşanan baskı ortamına dikkat çeken Aydoğmuş, “Adaletin dini, dili, ırkı olmaz. Devletin dini de, dili de, ırkı da adalettir” vurgusunda bulundu. Türkiye’nin otoriterliğe değil; demokrasiye, hukuk devletine ve özgür tartışma ortamına muhtaç olduğunu ifade etti.

“SUSMAK SUÇ ORTAKLIĞIDIR”

Yaşananlara karşı sessiz kalınmaması gerektiğini belirten Ömer Aydoğmuş, “Bu gidişata dur demek hepimizin görevidir. Siyasetçilerin, gazetecilerin, öğrencilerin tutuklandığı bir ülkede kimse özgür değildir” dedi.