![]() |
Tweet |
“MADEN ARTIK HALKIN DEĞİL, HOLDİNGLERİN İLÇESİ”
Uzun yıllardır süren madencilik faaliyetlerinin artık yerleşim alanlarını tehdit eder hâle geldiğini ifade eden CHP’li İlhan, halkın uyarılarına kulak tıkandığını vurguladı:
“Aslantaşı ve Bahçelievler mahalleleri başta olmak üzere, yüzlerce konut ve işyeri tahliye edildi. Hükümet Konağı’ndan Emniyet Müdürlüğü’ne kadar devlet kurumları bile boşaltıldı. Ama aynı devlet, halkı sahipsiz bırakırken, şirketlere arka çıkmaktan bir gün bile geri durmadı. Şimdi de kapasitelerini artırarak doğayı ve insanı tamamen gözden çıkarıyorlar.”
“ÇED GEREKLİ DEĞİL KARARI KİMİN YARARINA?”
Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır A.Ş.’nin kapasite artırımı için yaptığı başvuruya “ÇED gerekli değildir” kararı verilmesini skandal olarak niteleyen İlhan, şu soruları yöneltti:
Halk evinden edilirken hangi sosyal planlamalar yapıldı?
Heyelan riskiyle boşaltılan yerleşimlerin yerine halk için ne tür önlemler alındı?
Orman ve tarım arazileri üzerindeki maden faaliyetlerine nasıl olur da ‘ÇED gerekli değil’ denir?
2 günde bir yapılacak patlatmalardan doğacak çevresel tahribatı kim denetleyecek?
Şirketin faydası için halkın yaşam hakkı mı feda ediliyor?
“TOPRAK ALTINDAN ALTIN DEĞİL, YOKSULLUK ÇIKIYOR”
Proje sahasında yer altı ve yerüstü su kaynaklarının, orman vasıflı alanların ve tarım arazilerinin bulunduğunu hatırlatan İlhan, doğa ve geçim kaynaklarının sistematik biçimde yok edildiğine dikkat çekti:
“Yerin altından zenginlik değil, bölge halkı için sefalet çıkarılıyor. Bugün köylünün tarlası, çiftçinin suyu, çocuğun geleceği ellerinden alınmakta. Üstelik ‘ÇED gerekli değil’ denilerek, her şey masa başında halledilmekte. Bu zihniyeti reddediyoruz.”
“CHP OLARAK BU TALANA KARŞI DİRENECEĞİZ”
Göksel İlhan, açıklamasının sonunda hem bölge halkına hem de kamuoyuna çağrıda bulundu:
“Maden ilçesi boşaltılıyor, talan büyütülüyor. Biz bu gidişe sessiz kalmayacağız. Bu topraklar halkındır, şirketlerin değil. CHP olarak hem yargı hem de toplumsal mücadele yoluyla bu hukuksuzluğun, bu adaletsizliğin karşısında olacağız. Halkı kovup şirketleri baş tacı eden bu anlayışı teşhir etmeye devam edeceğiz.”