![]() |
Tweet |
Arbel Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Arslan, TRend MEDYA’ya yapmış olduğu özel açıklamada, Mersin’in sanayide olduğu kadar turizm alanında da hak ettiği konuma ulaşması gerektiğini vurgulayarak, şehrin ekonomik potansiyelinin tam anlamıyla kullanılmadığını dile getirdi.
"Mersin, Turizmde Hakkını Almalı"
Arslan, Mersin’in sahip olduğu tarihi ve coğrafi avantajları yeterince değerlendiremediğini belirterek şu çarpıcı sözleri sarf etti:
"Antalya, Türkiye'nin en fazla turist çeken şehri ancak Mersin’in tarihi eserleri Antalya’dan daha fazla. Üstelik 321 kilometrelik sahil şeridiyle büyük bir avantaja sahibiz. Buna rağmen Mersin'e gelen turist sayısı, Türkiye'deki toplam turist sayısının yüzde 1'ini bile oluşturmuyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Şehrimizin turizm potansiyelini harekete geçirmek zorundayız."
Turizmin gelişmesi için büyük ölçekli organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek bir altyapının oluşturulması gerektiğini vurgulayan Arslan, Mersin'de 1000 kişilik bir konferans salonunun bile bulunmamasının büyük bir eksiklik olduğunu dile getirdi:
"Avrupa'da 40 ülkenin üyesi olduğu bir baklagil konferansını Mersin'de düzenlemek istedik. Herkes Mersin’in bu etkinlik için ideal bir kent olduğunu düşündü. Ancak büyük bir toplantı salonu ya da yeterli yatak kapasitesine sahip 5 yıldızlı otellerin olmaması nedeniyle organizasyonu yapamadık. Oysa kongre turizmi, şehir ekonomisine büyük katkı sağlar. Bu tür eksiklikleri gidermemiz gerekiyor."
"Sanayi, Turizmle Büyür"
Mersin’in sanayi ve lojistik alanında büyük bir merkez haline geldiğini ifade eden Mahmut Arslan, sanayi ve turizmin birlikte büyümesi gerektiğini vurguladı:
"Sanayiciler olarak biz üretim yapıyor, istihdam sağlıyoruz. Ancak ekonomik büyüme sadece sanayiyle olmaz. Turizm de büyük bir gelir kaynağıdır. Liman, karayolu, demiryolu ve havayolu bağlantılarıyla Mersin, tam anlamıyla bir lojistik üssü. Ancak bu avantajlarımızı turizmde de değerlendirmeliyiz. Büyük sanayi tesislerinin ve uluslararası firmaların Mersin’e yatırım yapmasını teşvik ederken, aynı zamanda şehri turizm açısından da cazip hale getirmeliyiz."
"Mersin, Antalya Gibi Bir Turizm Başkenti Olabilir"
Turizmin gelişmesinin yalnızca otellerle değil, aynı zamanda şehir planlamasıyla da ilgili olduğunu belirten Arslan, çarpık kentleşmenin turizm potansiyeline büyük zarar verdiğini ifade etti:
"Bugün Mersin’e gelen yabancı yatırımcılar, ‘Bu kadar çarpık yapılaşma dünyanın hiçbir yerinde yok’ diyorlar. Sahil boyunca yüksek binaların inşa edilmesi, arka kısımdaki binaların denizi görmesini engelliyor. Bu, hem şehir estetiğini bozuyor hem de turizm açısından büyük bir handikap oluşturuyor. Şehir planlamasında daha bilinçli hareket edilmesi gerekiyor."
"Turizm İçin Devlet ve Özel Sektör El Ele Vermeli"
Mahmut Arslan, Mersin’in turizmde hak ettiği konuma gelebilmesi için kamu ve özel sektör iş birliğinin kaçınılmaz olduğunu belirterek, yatırım ve teşviklerin artırılması gerektiğini söyledi:
"Türkiye’de turizm sadece belli bölgelerde yoğunlaşmış durumda. Oysa Mersin gibi şehirler, doğru yatırımlarla çok daha fazla turist çekebilir. Antalya nasıl bir marka haline geldiyse, Mersin de bunu başarabilir. Bunun için devletin yatırım teşvikleri sağlaması, özel sektörün de bu fırsatları değerlendirmesi gerekiyor."
Sonuç: Mersin İçin Harekete Geçme Zamanı!
Dünya bakliyat piyasasında lider isimlerden biri olan Mahmut Arslan, Mersin’in sanayide olduğu kadar turizmde de hak ettiği konuma gelmesi gerektiğini belirterek, doğru planlama ve yatırımlarla şehrin potansiyelinin harekete geçirilebileceğini vurguladı.