![]() |
Tweet |
“RİSK HARİTALARINDA GÖRÜNMEYEN BÖLGELER, AFETİN SOSYAL VE YÖNETİMSEL ETKİSİNDEN MUAF DEĞİLDİR”
Başkan Serçeoğlu, Uşak gibi aktif fay hattı dışında yer alan şehirlerin dahi afet sonrası dönemin ekonomik, lojistik ve sosyal etkilerine doğrudan maruz kaldığını belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Depremler yalnızca fiziksel olarak yaşandıkları bölgeleri değil, çevre illerden başlayarak tüm ülkeyi etkileyen zincirleme sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenle Uşak dahil olmak üzere her şehir, afet senaryolarına hazırlıklı olmalı, kriz anlarında hangi sorumluluğu üstleneceğini önceden belirlemelidir.”
“YAPI SAĞLAMLIĞI, KAMUSAL KARARLILIKLA DESTEKLENMELİDİR”
Serçeoğlu, yapı güvenliğinin teknik kriterlere bağlı olmasının ötesinde yönetişim kararlılığı gerektirdiğini vurguladı. Denetim süreçlerinin şeffaf, liyakate dayalı ve merkezi-yersel iş birliği içinde yürütülmesinin önemine dikkat çekti:
“Depreme karşı dayanıklı kentler inşa etmek; yalnızca mühendislik uygulamalarıyla değil, aynı zamanda hukuk devleti anlayışıyla mümkündür. Yapı ruhsat süreçlerinden imar planlarına kadar her adım denetlenebilir ve hesap verebilir olmalıdır. Siyasi irade bu sürecin taşıyıcısı olmalıdır.”
“YENİDEN REFAH PARTİSİ, TOPLUM TEMELLİ AFET POLİTİKALARINI ÖNCELEYEN BİR YÖNETİM MODELİ BENİMSEMEKTEDİR”
Serçeoğlu, partilerinin afet politikalarında bilimsel danışma kurulları, toplum temelli bilinçlendirme projeleri ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi başlıklara odaklandığını ifade ederek şunları kaydetti:
“Yeniden Refah Partisi olarak, merkezi yönetimle yerelin eşgüdüm içinde çalıştığı; teknik kapasitenin sosyal farkındalıkla desteklendiği bir afet yönetimi yaklaşımını savunuyoruz. Güvenli şehirler, ancak kamuoyunun sürece katıldığı ve kurumların hesap verebilir olduğu bir yapı içerisinde mümkündür.”
“GELECEĞİN ŞEHRİ, SADECE YENİ YAPILARLA DEĞİL, YENİ BİR YÖNETİM AKLIYLA İNŞA EDİLEBİLİR”
Başkan Av. Rüştühan Serçeoğlu, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:
“İstanbul’da yaşanan bu deprem, yalnızca geçmişin acılarını hatırlatmakla kalmadı; gelecek için atılması gereken adımları da bir kez daha gözler önüne serdi. Tüm yurttaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor; afet risklerini yöneten, bilimsel veriyle hareket eden, insana öncelik veren bir yönetim anlayışının inşa edilmesi gerektiğini vurguluyoruz.”