Durmaz, Gazze’de yaşanan insani trajediye de değinerek, iktidarın duyarsız tutumunu eleştirdi:

“Eğer İncirlik ve Kürecik üsleri yıllar önce kapatılmış olsaydı, bugün insanlık dramı yaşanmaz, özgürlük filoları yola çıkmak zorunda kalmazdı. İktidarın sessizliği, mazlumların çığlığını daha da derinleştiriyor. Biz bu tabloya sessiz kalmayacağız.”

Ekonomide Adalet, Siyasette Ahlak Vurgusu

Abdulkadir Durmaz, ekonomik krizin yalnızca bir mali tablo değil, toplumsal adaletin çöküşü anlamına geldiğini ifade etti:
“Gelir adaletsizliği, yüksek enflasyon, genç işsizliği gibi sorunlar; yıllardır süren yanlış politikaların sonucudur. Biz Saadet Partisi olarak, üretime dayalı, adil bölüşümü esas alan, yerli ve milli kalkınmayı hedefleyen bir ekonomi anlayışını savunuyoruz.”
Durmaz, siyasette ise güvenin yeniden tesis edilmesi gerektiğini belirtti:
“Siyaset, topluma hizmet etme sanatıdır. Ancak bugün siyasetin dili kutuplaşmayı, yöntemi ise menfaati esas alıyor. Biz, ahlaki siyaset anlayışıyla bu kirlenmiş düzeni değiştirmeye kararlıyız.”

“Yaşanabilir Türkiye” İdeali

Saadet Partisi’nin vizyonuna da değinen Durmaz, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Biz günü kurtarmakla değil, geleceği kurtarmakla yükümlüyüz. Adaletin egemen, ahlakın rehber, insan onurunun korunmuş olduğu bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Bu ülke, yeniden yaşanabilir bir Türkiye olacaktır.”