![]() |
Tweet |
“Fiyat Düşüklüğü Milli Güvenlikten Daha Önemli Olamaz”
Durmaz, TRT Genel Müdürü tarafından yapılan “en düşük teklifi verdikleri için İsrailli firma ile çalışıldı” açıklamasının, Türkiye’nin stratejik güvenliğiyle açıkça çeliştiğini belirtti:
“Gazze’de her gün çocuklar katledilirken, halkın vergileriyle ayakta duran TRT’nin, stratejik verilerini İsrail merkezli bir firmaya teslim etmesi vicdanları sızlatmıştır. Kamu kurumları maliyet hesabı yaparken, milletin hissiyatını ve devletin güvenliğini yok sayamaz. Fiyat düşüklüğü, bu ülkenin onurundan ve egemenliğinden önemli olamaz.”
“Gazze, Unutturulamaz Bir Vicdan Davasıdır”
Son günlerde İran-İsrail arasındaki gerilimin, uluslararası medya tarafından Gazze gündemini örtmek amacıyla kullanılmak istendiğini ifade eden Durmaz, dikkatlerin bilinçli bir şekilde başka yöne çevrildiğine dikkat çekti:
“Gazze’de açlıkla boğuşan siviller, yardım kuyruğunda beklerken katlediliyor. Fakat ekranlarda artık Gazze yok; İran var. Bu bilinçli bir manipülasyondur. Biz Saadet Partisi olarak bu oyunu bozacağız. Çünkü Gazze sadece bir coğrafya değil; bir insanlık sınavıdır.”
“Yerli Yazılım, Yerli İrade Demektir”
TRT’nin İsrail menşeli yazılım altyapısı kullanmasının yalnızca teknik değil, doğrudan egemenlik sorunu olduğunu vurgulayan Durmaz, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Dijital altyapı demek, verinin kimde olduğu demektir. Verinin kimde olduğu ise güç dengelerinin kimde olduğunu belirler. Dolayısıyla bu mesele bir yazılım tercihi değil, bir irade beyanıdır. Devlet kurumları, özellikle de kamuoyunu etkileyen medya organları, yerli ve milli çözümlerle yoluna devam etmelidir. Aksi takdirde sistem içten içe çözülür.”
“D-8’e Sahip Çıkmak, Geleceğimize Sahip Çıkmaktır”
Abdulkadir Durmaz, D-8’in sadece ekonomik değil, siyasi ve stratejik bir birliktelik olduğunu hatırlatarak, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Bugün bölge halkları, Batı’nın adaletsiz politikalarından ve İsrail’in saldırgan tutumundan büyük zarar görüyor. Bu bağlamda, D-8’e yeniden işlerlik kazandırmak, sadece Filistin’in değil; Türkiye’nin, Suriye’nin, Lübnan’ın, Mısır’ın ve tüm İslam coğrafyasının menfaatinedir. Merhum Erbakan Hocamızın kurduğu bu yapıyı büyütmek ve D-60 hedefine yürümek, bizim siyasi ve vicdani sorumluluğumuzdur. Biz Saadet Partisi olarak bu tarihi sorumluluğun farkındayız ve gereğini yapmaya da kararlıyız.”