“BALIKESİR, SORUMLULUK ÜSTLENMEK İÇİN GEREKLİ POTANSİYELE SAHİPTİR”

Durmaz, Balıkesir’in hem Marmara hem Ege geçiş hattında yer alması nedeniyle afet senaryolarında lojistik ve koordinasyon merkezi olarak planlanması gerektiğini belirtti:
“Afet anlarında yardım sevkiyatı, tahliye ve geçici barınma gibi kritik adımlar, yalnızca merkez üssüne odaklanılarak yönetilemez. Balıkesir, bu görevleri taşıyabilecek kapasitededir. Hazırlık süreci bu sorumluluğu dikkate alarak yürütülmelidir.”

“İLETİŞİM ALTYAPISI, HALKIN EN TEMEL BEKLENTİLERİNDEN BİRİDİR”

Başkan Durmaz, deprem sonrası birçok vatandaşın GSM şebekelerine erişememesi nedeniyle yardım talebinde bulunamadığını ve bilgi alamadığını ifade etti. Bu durumu sistemsel bir zafiyetin göstergesi olarak değerlendirdi:
“Afet sırasında insanlar yakınlarına ulaşmak, bilgi almak, yönlendirme dinlemek ister. Şebekelerin devre dışı kalması, kamu hizmetinin en gerekli olduğu anda karşılık verememesi anlamına gelir. Bu durum, teknik altyapı kadar yönetim refleksiyle de ilgilidir.”

“AFET POLİTİKALARI KÂĞIT ÜZERİNDE DEĞİL, SAHADA KARŞILIK BULMALIDIR”

Başkan Durmaz, afetlere yönelik hazırlıkların yalnızca yazılı planlardan ibaret kalmaması gerektiğini belirterek, uygulama gücünün ve yerel katkının önemine vurgu yaptı:
“Bir ilde kaç çadır bulunduğu, kaç konteyner sipariş edildiği kadar, bu kaynakların ne kadar hızlı ve organize biçimde ulaştırıldığı da önem taşır. Balıkesir bu düzene katkı sunmaya hazırdır, ancak bu katkı merkezi irade ile eşgüdüm içinde anlam kazanır.”

Abdulkadir Durmaz açıklamasını şu ifadelerle sonlandırdı:
“İstanbul’da yaşanan deprem tüm Türkiye’ye bir kez daha afet bilincini hatırlattı. Geçmiş olsun dileklerimizle birlikte, kamusal hizmetlerde güçlü, şeffaf ve katılımcı bir yapı inşa edilmesi çağrımızı yineliyoruz.”